Zamanı Verimli Kullanmak (1)- “O Kurbağayı Ye”

Eat That Frog: 21 Great Ways to Stop Procrastinating and Get More Done in Less Time-BrianTracy

Türkçe adı ile “O Kurbağayı Ye” erteleme alışkanlığından vazgeçip, daha az zamanda daha çok iş bitirebilmek için 21 öneri veriyor.

Peki bu kurbağa hangi kurbağa? Yazarın böyle bir başlık seçmesinin bir anlamı var. Bu kurbağa yeme fikrini ortaya atan aslında Mark Twain. Mark Twain der ki:  “If it’s your job to eat a frog, it’s best to do it first thing in the morning. And If it’s your job to eat two frogs, it’s best to eat the biggest one first.” Yani, “Eğer işin bir kurbağa yemek ise, onu sabah ilk iş olarak yapmak en iyisidir. Eğer işin iki kurbağa yemekse, en büyük olanı önce yemek en iyisidir.”

Biliyorum, kurbağa örneği hoş bir resim canlandırmıyor zihnimizde ama aslında konunu özü tam da bu mecazda gizli. Başlığın verdiği mesaj şu: Eğer yapmanız gereken bir iş var ise, ne kadar zor, itici ve çekilmez olsa bile onu ilk iş olarak yapın. Brain Tracy’nin bu kitabı verimlik üzerine yazılmış kısa fakat güzel öneriler veren bir kitap. Kitapta verilen bu önerileri bir yazı dizisi halinde paylaşmak istiyorum. Ancak sadece kitabın önerilerini tercüme etmekle kalmayacağım, bu öneriler üzerine kendi yorum ve eleştirilerimi de paylaşıyor olacağım.

Dilerseniz önce başlığın mesajından başlayalım. Listemizdeki işlerin arasından sevmediğimiz, bize en zor gelen işi en önce yapmalı mıyız? Yazar, böyle olması gerektiğini savunuyor. Birçok kişi elinin bir türlü gitmediği işleri mümkün olduğunca en sona saklar, değil mi? Örneğin, yapılacak işlerinizden birisi üç hafta içinde bir rapor hazırlayıp yöneticinize sunmak. Bu rapora hemen başlayıp, hatta bitirip bir kenara bırakır mısınız, yoksa mümkün mertebe erteleyip, sunmaya son iki gün kala mı başlarsınız? Eğer erteleyenler grubunda iseniz, neden bu işi erteleme eğiliminde olduğunuzu bulmanız gerekli. Yapmaktan hoşlanmadığımız, hakkında yeterince bilgimiz olmayan ya da doğru yapacağımıza inanmadığımız işleri erteleme eğilimindeyiz. Kısacası, bilgi ya da yetenek olarak yetersizlik durumunda veya öyle hissedilmesi halinde işleri erteleriz. Yeterli olsak bile yapmaktan zevk almadığımız işleri de erteleriz. Aslında erteleme alışkanlığının nedeni nadiren zaman kısıtıdır. Dolayısı ile öyle ya da böyle yapacağımız işleri neye göre sıralıyoruz? Doğru önceliklendirme yapabilmek, verimli ve başarılı olmanın sırlarından birisidir. Yazarın önerileri arasında işleri sıralamakta da var ancak bu yazıda onlara değinmeyeceğim.

Dönelim, en itici işi en önce yapmaya. Yazar der ki, hissettiğiniz tüm, korku, yetersizlik ve isteksizlik hissine rağmen kaçındığınız işleri en önce yapın. Bundan daha önce okuduğum verimlilik üzerine yazılmış bazı kitaplar da ise tam tersi tavsiye edilmekteydi. Basit işleri önce yapıp aradan çıkartmak zihnimizi rahatlatacağı için zor işe daha çok odaklanmak olmak mümkün olabilir.

Bana kalırsa, her iki yöntemin de işlevselliği var. Ancak isabetli bir iş sıralaması yapabilmek için işlerin aciliyet ve önem sırası belirlenmelidir, hangi işin ne kadar süre alacağı kestirebilmelidir, hangi işlerin kısmen devredilebileceği bilinmelidir. Tüm bu faktörleri ölçüp biçmeden hareket etmek bence biraz gözü kapalı davranmaktır. Böyle bir durumda bir işleri bitirememe, verimsizlik ve başarısızlık yaşanması yüksek ihtimaldir.

Bana göre, psikolojik boyutta, yukarıdaki faktörleri de göz önüne aldıktan sonra işleri nasıl önceliklendirdiğimiz biraz kişiseldir. Örneğin ben, kolay işlerimi önceden yapıp listemin azaldığını görünce motive oluyorum, daha az işim olduğu fikri beni rahatlatıyor, en önemli ya da zor işime odaklanmam kolaylaşıyor. Zira birçok kişi gibi, yapmayı ertelediğim işler genelde gözümde büyüyen işlerdir ve onları yeterince vaktim olsa dahi erteleme eğilimi gösteririm. Böyle durumlarda kendimi motive etmek için şöyle diyorum : “Bu işi sen yapacaksın, en son dakikaya kadar beklesen bile bir başkası senin için yapmayacak. Anla ki kaçman mümkün değil, öyle ise hemen otur ve başla! ” Böylesi bir mantık yürütme benim işten kaçan tarafımı gerçekten de motive ediyor. Eminim herkesin kendine göre yöntemleri vardır, önemli olan kendimiz için işe yarayan yöntemi bulabilmek.

Gelecek yazılarda kitaptaki diğer verimlilik önerilerine değiniyor olacağız.

 

Yorum bırakın